Muğla'da yaşayan ve Büyükşehir Belediyesi'nde belediye otobüs şoförü olarak çalışan Cihan Altın, hayatını kökünden değiştiren şaşırtıcı bir olay yaşadı. 5 yıl önce otobüsünde yaşanan bir karşılaşma, onun gerçek babasını öğrenmesine ve milyonlarca liralık bir servete ortak olmasına neden oldu. Bu beklenmedik olay, Altın'ın hayatında büyük bir dönüm noktası yarattı.
"Sen Kömürcü Orhan'ın Oğlu Değil Misin?"
Cihan Altın, her zamanki gibi otobüsünü kullanırken yanına gelen bir yolcu, ona hayatını değiştirecek bir soru sordu: "Sen Kömürcü Orhan'ın oğlu değil misin? Babana selam söyle." Yolcunun bu sözleri karşısında şaşkına dönen Altın, kendisinin biriyle karıştırıldığını düşündü. Ancak, yolcu bu konuda ısrarcıydı ve Altın’a, babasına vermesi için bin lira uzatarak otobüsten indi.
Bu olayın ardından Altın, durumu annesi Suzan Yıldırım ile paylaştı. Annesi, yıllar önce adliyede çalışırken işadamı Orhan Karaca ile bir ilişki yaşadığını ve bu ilişkiden doğan Cihan’ı, resmi nikahlı eşi Yaşar Yıldırım'ın nüfusuna kaydettirdiğini itiraf etti. Bu itiraf, Altın'ın hayatını alt üst etti ve onu gerçeği öğrenme yolculuğuna çıkardı.
DNA Testi ile Gerçek Ortaya Çıktı
Cihan Altın, öğrendiği bu bilgi üzerine biyolojik babası olduğunu düşündüğü Orhan Karaca'ya babalık davası açtı. Dava sürecinde, Altın’ın resmi kayıtlarda babası olarak görünen ve 6 yaşındayken trafik kazasında hayatını kaybeden Yaşar Yıldırım’ın mezarı açıldı. Yapılan DNA testleri sonucunda, Yaşar Yıldırım’ın Altın’ın biyolojik babası olmadığı kesinleşti. Ardından yapılan DNA incelemesiyle, Orhan Karaca'nın yüzde 99.9 ihtimalle Altın'ın biyolojik babası olduğu belirlendi.
Mahkemenin kararıyla, Cihan Altın, Orhan Karaca’nın nüfusuna kaydedildi ve Karaca’ya ait 15 taşınmaz ile 100 milyon lira değerindeki servete ortak oldu. Ayrıca, Altın, babalığın benimsenmemesi nedeniyle açtığı 355 bin liralık manevi tazminat davasını da kazandı.
"Çocuk Esirgeme Kurumu'na Bağışlayacağım"
Cihan Altın, bu olayın ardından büyük bir üzüntü yaşadığını ve işinden ayrılmak zorunda kaldığını ifade etti. Yaşadığı bu zorlu süreç hakkında, "31 yaşında, bir yolcunun yanıma gelip 'Babana selam söyle' demesiyle gerçek babamı öğrendim. Ancak bana babalık yapmadı. Ben babasız büyüdüm. Kızım var, ona en iyi şekilde babalık yapmaya çalışıyorum" dedi. Kazandığı tazminatı Çocuk Esirgeme Kurumu’na bağışlayacağını belirten Altın, kendi yaşadığı zorlukları başkalarının yaşamaması için böyle bir karar aldığını ifade etti.
Emsal Teşkil Eden Bir Dava
Cihan Altın’ın avukatı Varol Turbay, bu davanın hukuki açıdan büyük önem taşıdığını vurguladı. Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemesi’nin yeni kararlarında, artık babalık davasının sonucunun kesinleşmesi beklenmeden manevi tazminat verilmesini içtihat altına aldığını belirten Turbay, "DNA testi varsa haksız fiil gerçekleşmiş ve tazminat şartları oluşmuştur" dedi. Bu davanın, Türkiye’de manevi tazminat talebinin tamamının kabulüne karar verilen ikinci emsal dava olduğunu da ekledi.
